Dünya Müslüman Alimler Birliği’nden İsrail’e karşı “cihat” daveti
İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden akınlarına karşı, Dünya Müslüman Alimler Birliği‘nden milletlerarası kamuoyunun gündemine oturan bir açıklama geldi.
Birlik, ender görülen bir dini kararname yayımlayarak, Müslümanları ve Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeleri İsrail’e karşı “cihat” yapmaya çağırdı.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği imzasıyla duyurulan açıklamada, Gazze’de yaşananların bir soykırım olduğu tabir edilerek, İslam ülkelerinin “derhal askeri, ekonomik ve siyasi müdahalede bulunmaları” gerektiği vurgulandı.
“DESTEK VERMEMEK BÜYÜK BİR SUÇTUR”
Yaklaşık 15 unsurdan oluşan kararname niteliğindeki fetvada, “Arap ve İslam hükümetlerinin Gazze yıkılırken dayanak vermemesi, İslam hukuku tarafından Gazze’deki mazlum kardeşlerimize karşı işlenmiş büyük bir cürüm olarak kabul edilmektedir” sözlerine yer verildi.
Karadaği, İsrail’in Gazze’deki hareketlerine rastgele bir halde takviye vermenin (ister silah satışı, isterse lojistik kolaylık sağlama yoluyla olsun) İslam’a ters olduğunu belirtti.
Özellikle Süveyş Kanalı, Bab al-Mandab, Hürmüz Boğazı üzere deniz yolları ile hava ve kara güzergâhlarının İsrail’in kullanımına açılmasının haram olduğu kaydedildi.
“ABLUKA UYGULANSIN” ÇAĞRISI
Fetvada, Müslüman ülkelerin İsrail’e karşı hava, kara ve deniz ablukası uygulaması gerektiği tarafında de davette bulunuldu. Kararname, öteki 14 önde gelen Müslüman alim tarafından da desteklendi.
Dünya Müslüman Alimler Birliği ayrıyeten Müslüman ülkelere İsrail ile olan barış mutabakatlarını yine gözden geçirme daveti yaptı. Açıklamada, ABD’deki Müslümanlardan da, Lider Donald Trump’a yönelik baskı oluşturarak “saldırganlığı durdurma ve barışı tesis etme tarafındaki seçim vaatlerini yerine getirmesi” için davette bulunmaları istendi.
Açıklamayı yapan Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, dünyadaki yaklaşık 1.7 milyar Sünni Müslüman üzerinde tesirli olan dini figürler ortasında yer alıyor. Alınan karar, İslam dünyasında dini ve siyasi yankılar doğurabilecek nitelikte görülüyor.
