Yakın vakitte yapılan bir araştırma, sıhhatsiz beslenme alışkanlıklarının hücresel seviyede yaşlanmayı hızlandırabileceğini gösterdi. Araştırmaya nazaran, bilhassa zerzevat ve meyve tüketimi düşük, kırmızı et, hazır yemek ve şekerli içecek tüketimi yüksek olan bireylerde biyolojik yaşlanma süreci daha süratli ilerliyor.
Biyolojik yaş, bireylerin hücrelerinin yaşını yansıtıyor ve bu yaş, kronolojik yaştan farklı olabiliyor. Bilim insanları, biyolojik yaşın, hastalık riski ve hayat müddetiyle daha yakından bağlantılı olduğunu belirtiyor. Bu fark, DNA’daki kimyasal değişiklikleri tahlil eden ‘epigenetik saatler’ aracılığıyla ölçülüyor.
Araştırma, tıpkı genetik geçmişi paylaşan ikizler üzerinde yapıldı. Ortak çevresel faktörlere karşın, sağlıklı beslenen bireylerde biyolojik yaşlanmanın daha yavaş gerçekleştiği gözlemlendi.
Bu bulgular, genetik yatkınlık kadar ömür şekli ve beslenmenin de yaşlanma sürecinde değerli bir rol oynadığını gösterdi.
Uzmanlar, bilhassa genç yaşta sıhhatsiz beslenme alışkanlıklarının, hücresel yaşlanmayı erkenden tetikleyebileceğine dikkat çekiyor. Bu durum, uzun vadede kalp-damar hastalıkları, diyabet ve nörolojik bozukluklar üzere sıhhat meselelerinin riskini artırabiliyor.
Araştırmaya katılan bilim insanları, süratli ve istikrarsız yemek yeme alışkanlığının yalnızca kilo ya da sindirim sistemi sıkıntılarıyla hudutlu kalmadığını, tıpkı vakitte bedenin yaşlanma sürecini de etkileyebileceğini vurguluyor.
