Dört farklı küme üyesinin kıssası dört farklı sinemada sinemalarda olacak.
Uzun müddettir konuşulan proje sonunda resmi biçimde tanıtıldı ve kümesi canlandıracak İngiliz aktörler de dünya kamuoyunun önüne çıktı.
Yönetmen Sam Mendes dörtlemenin her birinde bir küme üyesinin bakışının yer alacağını anlattı ve “Hikayeler bazen örtüşüyorlar, bazen örtüşmüyorlar” dedi.
“Onlar dört çok farklı insan” diyen Mendes, “Belki de bu onları biraz daha derinlemesine anlamak için bir baht olacak. Lakin birlikte, dört sinema de tarihin en büyük kümesinin öyküsünü anlatacak” diyerek tezli konuştu.
Getty Images İmal Las Vegas’taki CinemaCon etkinliğinde 31 Mart’ta tanıtıldı
Dörtleme, Nisan 2028’de tıpkı ay içerisinde sinema izleyicisiyle buluşacak.
Mendez bu kararın nedenini, “Grubun öyküsünün tek bir sinemaya sığmayacak kadar büyük olduğunu hissettim. Bunu bir küçük diziye dönüştürmek de bir biçimde hakikat gelmedi” diyerek anlatıyor.
Getty Images Paul Mescal, McCartney’i canlandırıyor Paul Mescal, BBC üretimi Olağan People dizisi ile 2020 yılında büyük ün kazandı. Son başrollerinden biri dev bir imal olan Gladyatör’ün devam sineması oldu.
Getty Images Harris Dickinson, Lennon’u canlandırıyor Harris Dickinson, Maleficent, The King’s Man, Triangle of Sadness üzere sinemalarla bir yıldız haline geldi. Ve bahisçilerin bir sonraki James Bond seçimi konusunda favorileri ortasında yer alıyor.
Getty Images Barry Keoghan, Ringo’yu canlandırıyor Barry Keoghan canlandıracağı (Ringo Starr) Beatles üyesine tahminen de en çok benzeyen isim. 32 yaşında ve The Banshees of Inisherin sinemasıyla Oscar’a aday gösterildi. Hollywood’un en tanınan İngiliz yıldızlarından biri.
Getty Images Joseph Quinn, George Harrison’ı canlandırıyor Joseph Quinn, Netflix’in Stranger Things dizisinin dördüncü döneminde Eddie Munson’ı canlandırdı, A Quiet Place: Day One’da yer aldı ve Gladiator II’de Mescal ile rol aldı.
Z JENERASYONU BEATLES’I TANIYOR MU?
Bu sineması, Nowhere Uzunluk ve I Wanna Hold Your Hand üzere kimi Beatles sinemalarından ayıran özelliklerden biri de, dört küme üyesinin mirasçılarının, dörtlünün müzik ve hayat öykülerine ait kullanım hakkı müsaadesini vermeleri oldu.
1960’ta kurulan orjinal küme, devrin gençlik kültürüne kökten tesir yaparak, müzik tarihinin gidişatını değiştirdi.
Kendilerini daima yenileyerek, Revolver, Sgt Pepper’s ve The White Album üzere albümlerle devrin rock müziğini de şekillendirdi.
1970’te dağılmalarına karşın, dörtlü tüm vakitlerin en çok satan kümesi olmaya devam ediyor.
John Lennon’ın 1980’de öldürülmesi ve George Harrison’ın 2001’de kanserden mevti sonrası bugün kümenin hayatta iki üyesi var. Paul McCartney ve Ringo Starr bugün artık 80’lerindeler.
McCartney, bu yıl Glastonbury şenliğinde ana sahneye çıkacak ve bunu yapan en yaşlı isim olarak tarihe geçecek.
Son sefer 56 yıl evvel birlikte kayda giren kümenin bugünün gençliği için ne kadar yeni olabileceği de, yapımın büyüklüğü karşısında tartışılıyor.
Grubun tek resmi biyografi müellifi olan Hunter Davies BBC’ye buna karşılık verir formda, “Beatles’la ilgili garip olan şey, ortadan ne kadar vakit geçse de, büyümeye o derece devam etmeleri” diyor.
The Standard gazetesinin muhabiri Lisa McLoughlin de Beatle’ları canlandıracak aktörlerin de kendi genç izleyecilerini sinemaya taşıyacağına işaret ediyor:
“Hepsinin sadık genç hayran kitleleri olduğu üzere büyük üretimlerde başrol yahut yardımcı rol üzere tecrübeleri var”
Getty Images Beatles tüm vakitlerin en çok albüm satan kümesi. Sam Mendez’in dörtlemesini birinci kere peş peşe izlenebilir sinema tecrübesi olacağı da savunuluyor.
Sony yöneticisi Tom Rothman, “Açıkçası, insanları meskenden çıkarmak için büyük sinema tecrübelerine gereksinimimiz var” diyor.
Henüz Beatles’ın müzikal manada hangi tarihi anlarına şahit olabileceğimizi bilmiyoruz.
Beatles biyografileri, son on yılda ödüllerde muvaffakiyet yakalamış bir tıbbın de son örnekleri olacak.
Austin Butler’ın Elvis, Timothee Chalamet’in Bob Dylan rolüyle Oscar’a aday gösterilmesiyle bu cinsin, ödül dünyasında karşılık aldığı görüldü.
Ancak gazeteci McLoughlin, bugün açıklanan üretimlerin fakat üç sene sonra sinema severlerle buluşacak olmasının da bir risk olduğuna işaret ediyor.
Ona nazaran, hayran kitlelerinin süratle değiştiği toplumsal medya çağında bu dikkate alınması gereken bir faktör.
