İran’da, nükleer tesislere yapılan taarruzlara karşılık olarak siyasi tansiyonu yükselten bir adım atıldı.
İran Meclisi, UAEA ile teknik iş birliğini askıya alan yasa tasarısını onayladı. Meclis oylamasının çabucak akabinde milletvekilleri daima bir ağızdan “Death to America! Death to Israel!” (Amerika’ya ölüm! İsrail’e ölüm!) sloganları attı.
Yasa, UAEA’nın kontrol ve raporlama faaliyetlerini kısıtlamayı, nükleer tesislerdeki kameraların kaldırılmasını ve saha kontrollerinin durdurulmasını öngörüyor.
Yasanın yürürlüğe girmesi için İran’ın Yüksek Ulusal Güvenlik Kurulu tarafından da onaylanması gerekiyor.
UAEA’YA SUÇLAMALAR
İranlı yetkililer, UAEA’yı tarafsızlığını kaybetmekle suçladı.
İran Meclis Başkanı Muhammed Bagher Galibaf, UAEA’nın son raporuyla “uluslararası prestijini sattığını” öne sürdü:
“Ajans, İsrail’in taarruzlarını kınamayarak bağımsızlığını yitirdi. Artık İran Atom Enerjisi Kurumu, UAEA ile sırf tesis güvenliği garanti altına alındığında iş birliği yapacak.”
Tahran idaresi, UAEA’nın İran’ın yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair yayımladığı raporun, İsrail’in nükleer tesislere saldırması için diplomatik taban oluşturduğunu savunuyor.
UAEA’DAN GERİ ADIM SİNYALİ
UAEA Genel Yöneticisi Rafael Grossi, İran’a tekrar denetçi gönderilmesinin en öncelikli gündemleri olduğunu söyledi. Grossi, taarruzların yarattığı hasarın yerinde tespit edilmesi ve uranyum stoklarının kıymetlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
İran’ın 13 Haziran’da UAEA’ya gönderdiği bir mektupta, nükleer programı müdafaaya yönelik “özel önlemler” alacağını bildirdiğini, fakat bu tedbirlerin ne olduğu konusunda bilgi verilmediğini aktaran Grossi, şunları söyledi:
“Elde ettiğimiz datalara nazaran, İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoğunun büyük kısmı ataklardan kurtulmuş üzere görünüyor.”
