Başkan Donald Trump‘ın imzasıyla ABD topraklarına kabul edilen birinci küme, 12 Mayıs Pazartesi günü, ABD hükümeti tarafından finanse edilen özel bir uçakla Washington D.C. yakınlarındaki bir havaalanına iniş yaptı.
Bu bireyler, 1652 yılında Güney Afrika’ya gelen, başta Hollandalılar olmak üzere ‘sömürgecilerin torunları’ olan beyaz Afrikanerlerden oluşuyor.
NPR’nin haberine nazaran mülteciler Minnesota, Nevada ve Idaho gibi eyaletlere yerleştirilecek ve devlet yardımlarından faydalanabilecek.
Bu gelişme, Trump’ın Güney Afrika’daki beyazların ayrımcılığa uğradığını sav etmesinin akabinde geldi. Fakat bu argümanlar, Güney Afrika hükümeti tarafından kesin bir lisanla reddediliyor.
BEYAZLARA ÖNCELİK VERİLDİ
Trump idaresinin, mülteci kabul programlarını dondurduğu ve savaş bölgelerinden gelen müracaatları bile beklettiği bir devirde, beyaz Güney Afrikalılara öncelik vererek ülkeye kabul etmesi reaksiyonlara yol açtı.
Pazartesi günü gazetecilerin bu ikili standardı kendisine sorması üzerine Trump, şu açıklamayı yaptı:
“Bu bir soykırım. Beyaz olmaları fark etmez. Beyaz çiftçiler Güney Afrika’da vahşice öldürülüyor ve topraklarına el konuluyor.”
GÜNEY AFRİKA’DAN YALANLAMA
Her ne kadar Güney Afrika’daki beyazlar toplam nüfusun sadece yüzde 7’sini oluştursa da, ticari tarım yerlerinin yaklaşık yüzde 70’ine sahipler.
Trump’ın ‘toprak gaspı’ savları, bu yıl başlarında çıkarılan bir toprak ıslahat maddesine dayanıyor. Fakat şu ana dek hiç kimsenin toprağına el konulmuş değil.
Güney Afrika hükümeti, Trump’ın dezenformasyona kandığını ileri sürdü. Hükümet sözcüsü Vincent Magwenya, şu açıklamayı yaptı:
“Bu bireyler, uydurma bir anlatı temelinde gitmeyeceklerse bile, durdurulmayacaklar. Bu aksiyonu yasallaştıran başkanlık kararnamesinin ne hukuksal ne de olgusal bir tabanı var. Memleketler arası hukukun mülteci tarifine dair hiçbir kararı burada geçerli değil.”
Magwenya ayrıyeten, “Ne yazık ki, ülkemizin egemenliği ABD tarafından açıkça ihlal ediliyor,” dedi.
KİLİSE’DEN SERT ELEŞTİRİLER
ABD’deki Episkopal Kilisesi de beyaz Afrikanerlerin yerleştirilmesine dayanak vermeyeceğini duyurdu. Kilisenin başpiskoposu Sean Rowe, cemaate yazdığı mektupta şunları söyledi:
“Yıllardır kamplarda ya da tehlikeli şartlarda bekleyen pek çok kişinin tersine, alışılmadık bir formülle seçilen bir kümenin ayrıcalıklı muamele görmesini izlemek acı verici.”
Barack Obama döneminde misyon yapmış eski bir yetkili ve Time mecmuasının eski genel yayın yönetmeni Richard Stengel ise MSNBC’deki yorumunda bu kararı şu sözlerle eleştirdi:
“Bunlar, insanlık tarihinin en şeytani beyaz üstünlük sistemini, yani apartheid’i kuranların torunları. Direkt sorumlu olmasalar da, siyah halkı verimli topraklardan zorla sürüp el koyan bir sistemin mirasçıları. Bu sürece ‘zorla yerinden etme’ denirdi.”
Stengel, beyaz Afrikanerlerin artık global sağcı ve ırkçı hareketlerin ‘gözdesi’ haline geldiğini ve Trump’ın yerleştirme kararının “bir maskaralık, bir kandırmaca ve ahlaki bir çöküntü” olduğunu tabir etti.
DIŞİŞLERİNDEN AÇIKLAMA
Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 59 beyaz Güney Afrikalının mülteci statüsü alarak ABD’ye yerleştirilmesine yönelik reaksiyonlar üzerine açıklamada bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump, bu yılın başlarında Güney Afrika’ya yapılan yardımı durduran bir başkanlık kararnamesi imzalamış ve ülkede soykırım yaşandığını, bilhassa beyaz çiftçilerin öldürüldüğünü tez etmişti.
Eleştiriler karşısında konuşan Rubio, şunları söyledi:
“Dünyanın dört bir yanından beşerler bize her vakit, ABD’nin baskı altındaki insanlara umut ışığı olmaya devam etmesi gerektiğini söylüyor. İşte, biz de burada, bunun bir örneğini sergiliyoruz.”
